MHP Amasya il Başkanı Erhan Demir yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi; 25 Kasım 1917 ülkücüler için, Türk Milliyetçileri için Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in doğum tarihi özel bir tarihtir. Doğumundan gerçek sevdasına kavuştuğu 4 Nisan 1997’ye kadar geçen ömrünü Turan bayrağını yükseltme ve Türk adını dağa taşa yazdırmanın mücadelesiyle geçirmiştir. Çetin ve çile dolu geçen ömrü de davasının başında yüzyıllık bir çınar gibi ayakta bitmiştir.
Bünyesinde Avşar’ın isyankârlığının, Kıbrıslının acısının harmanlandığı Başbuğ; doğumundan gerçek sevdasına kavuştuğu 4 Nisan 1997’ye kadar geçen 80 yıllık ömrünü Turan bayrağını yükseltme ve Türk adını dağa taşa yazdırmanın kavgasıyla geçirmiştir. Çetin geçen ömrü de davasının başında yüzyıllık bir çınar gibi ayakta bitmiştir. Bir asra damgasını vuran Başbuğumuzun Türk dünyasının lideri olmasının sırrı onun karakter özelliklerinde yatar. Bu özellikler; direnç, inanç, azim, basiret, bilgi, cesaret ve kararlılıktır.
Atatürk’ün vefatından sonra üzerine ölü toprağı serilen Türk milliyetçiliği ateşini arkadaşlarıyla beraber tekrar yakmıştır. Bu kutlu davanın yeni lideri artık Başbuğ Alparslan Türkeş’tir. Hayatını bu davayı, milletine anlatmaya ve bu davanın sancaktarlığını yapacak neferler yetiştirmeye adamıştır.
3 Mayıs 1944’te işkencehanelerde başlayan büyük ve kutlu mücadelesinde, darbeler, sürgünler, siyasi yasaklar ve üzerine titrediği fidanlarının şehadetini görmenin acısını yaşamıştır. Bu acıları yaşamakla beraber; ahir hayatında, Kıbrıs Türkü’nün ve Sovyet zulmü altında yaşayan Türkistan coğrafyasının bağımsızlığını kazandığını görerek gözlerini huzurla kapamıştır.
Hiçbir dönemde “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” gibi bir anlayışa sahip olmayan Başbuğ, Türk coğrafyasını esir eden Komünist rejimin, Türkiye’de de faaliyetlere başlamasıyla birlikte, gençliği bu hastalığa karşı bilinçlendirmek ve direniş oluşturmak amacıyla teşkilatlandırmıştır. Onun yetiştirdiği gençlik, yine onun liderliğinde Türklüğe düşman tüm çevrelerin karşısında sarsılmaz imanıyla dimdik durmuş, gerektiğinde canını seve seve vermiştir.
Ancak; vatanını sevmenin bedeli ağırdır. 12 Eylül sabahı pusudakiler, yeterince olgunlaşan şartların neticesinde ihtilâllerini yaparlar. Başbuğ Alparslan Türkeş ve Türkiye'nin komünist bir ihtilâle kurban olmasını engelleyen Ülkücüler sanık sandalyesinde, idam sehpalarındadır. Mamaklarda vatanı sevmenin bedelini ödemektedirler.
Ömrünü Türk milliyetçiliği davasına hizmetle geçiren Başbuğumuz, Hakk’a yürüdüğü ana kadar azim ve kararlılıkla çalışmış, şartlar ne olursa olsun hiçbir zaman pes etmemiş, her türlü zorluğa göğüs germiştir. Bu duygu ve düşüncelerle Türk-İslam ülküsünün Lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'in doğum yıldönümü kutluyor, Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Şehitlerimize, ebediyete intikal etmiş dava arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.