Amasya İl Emniyet Müdürlüğünce, Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yıldönümü (10 Nisan Polis Haftası) dolayısıyla organize ettiği etkinlikler kapsamında şehitler için Sultan Beyazıt Camiinde Mevlid-i Şerif okutuldu.
İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay ve Polis Teşkilatı himayesinde 09 Nisan 2016 Cumartesi günü ikindi namazına müteakip okutulan Mevlid-i Şerif’ e, İlimiz Valisi Sayın İbrahim Halil Çomaktekin, bazı kurum yöneticileri, şehit ve gazi yakınları katıldı.
Okunan Kur’an-ı Kerim, Mevlid-i Şerif, ilahiler ve dua ile son bulan, bize ilahi bir huzur ve tat katan bu etkinliği düzenleyen başta İl Emniyet Müdürü şahsında tüm Emniyet Teşkilatı’na, yoğun mesaisine rağmen her zamanki nezaketi ile Amasya’mızın tüm etkinliklerine teşriflerini esirgemeyen Sayın Valimize, canı gönülden bu manevi ortama katkıda bulunan İl Müftülüğü ve Kur’an Kursu öğrencilerine, kurum müdürleri ile tüm vatandaşlarımıza yürekten sonsuz şükran ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Tarihi yüzyıllara dayanan, İlimizin bu en büyük mabedinde, manevi haz ve huşu içinde, bu ülke, il, millet için canını gözünü kırpmadan feda eden yiğitlerimize karşı bir parça görevimizi yerine getirebildiysek ne mutlu bize.
Yalnız o akşam haberlerde izlediğimiz ve sosyal medya aracılığı ile yayılan, gecenin karanlığında ölümün nerden geleceğini bilmeden aracın içinde Kur’an-ı Kerim okuyarak şahadet şerbetini içmeye gül yüzleri ile giden canlarımızın görüntülerini izleyince, emin olun yüreğime korkunç bir vicdan azabı ve kahır çöktü.
O gencecik, daha hayatlarına bir yön vermeye fırsat bulamamış, çocuğunu, eşini, ana babasını, kız kardeşini, yavuklusunu bir an bile düşünmeden, senin anan-baban, kardeşin, evladın, kısacası milletin yerinde rahat, huzur ve güven içinde yaşasın diye ölüme koşar adım giden bu evlatlarımıza, bir saat ayıramayan, rahatını bozamayan yürekleri görünce yüreğime bir hançer saplandı. Kelimelerin bittiği yere geldim adeta.
Şehit cenazelerine katılıp görevini yerine getirmek için koşan binlerce kişilik kalabalık adeta ortadan yok oldu. Vakit namazı için gelen 200 belki 250 kişilik kalabalığın yarısı da Mevlid başlamadan veya başlayınca ayrılınca, kalan 150 ye yakın kişi ile birlikte ortaya yürekleri yakan bir görüntü çıktı.
Oysa ki, bu vefa etkinliğine katılmak için yola çıktığım Bahçeleriçi Semtinden, Sultan Beyazıt Camiine kadar olan yol boyunca, sokaklar, kaldırımlar, kafeler, lokantalar, kahveler, ırmak kenarı, gezi yolu, yalı boyu mekanları hınca hınç dolu idi.
İnsanların sosyal hayatları, eğlenmelerini sorgulamak kimsenin haddi değil elbette. Kimse bir yere de zorla davet edilemez ve getirilemez. Ama bir zenginin, bir siyasinin, bir bürokratın düğününe, başka bir etkinliğine koşan binlerce insanın bulunduğu bir ilde, Rabbimin en büyük daveti şahadete koşan gencecik bedenlerin en büyük düğünü ölüme nasıl bu kadar duyarsız kalabiliyoruz. Tek düşünceleri senin o doldurduğun mekanlar da ağzın kulağında sırıtırken eğlenebilmen için, kendi bedeninden ve ailesinden vazgeçmiş bu kahramanlara bir vefa borcunuz yok muydu acaba? Çok değil ayıracağınız sadece bir saatti. Bu kadar mı kıymetliydi 60 dakikanız? Kendi bedeniniz ve zevkinizden feragat edeceğiniz 3600 saniyeniz bu kadar mı vazgeçilmezdi?
Sadece empati yapıp sen kahkahalar atarken, senin o kahkahayı atman için 4 kilometreden beynine saplanacak kurşunun nerden geleceğini bilmeden ama yılmadan yürüyen, bir tek sivile zarar gelmesin diye koca bir il veya ilçenin her metrekaresini tararken, bedeninin her bir parçasını bir yere savuran yanında patlayan yüzlerce kilo bomba veya bina enkazı altında gülerek ve besmeleyle ölüme koşan o şehidin arkasından bir el açıp, duasına eşlik etmen o kahkahadan daha mı değersiz?
Fazla uzatmadan, bu yiğitlerimize bu vefa gününde eşlik eden başta Sayın Valimiz, Emniyet Müdürümüz, İl Müftülüğümüz olmak üzere, tüm kardeşlerimizin yüreğine sağlık, dualarına bereket olsun.
Haberi olmayan, sağlık durumu elvermeyen, iş başında olan, evlerinde ve bulundukları yerlerde duaları ile onları unutmayan binlerce insan var. Ama konuştukları zaman mangalda kül bırakmayan, ahkam keserek memleketi kurtaran klavye kahramanlarına, söz yiğitlerine benim lafım.